8 Haziran 2012 Cuma

.........

" İşte Bizim Çocukluk Yıllarımız...

Dışarıda kar... Ama soba içten içe öyle yanıyor ki.
 

Sobanın üzerinde demir maşa...Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi...

Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar için ben ne kadar yaşlıyım...



Dışarıda kar... İçeride kanaat ve huzur...

Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.

Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç !

Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek bütün bir gecenin mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...

Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...



Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.

Çay da kokardı... Domates de...

Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.

Dışarıda kar... İçeride huzur...

Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi yoktu...

Ne güzel cahildik. 


Mutluluğun resmini çiziyorduk... "

bu yazı öyle bi alıntı ki beni de aldı götürdü . keşke bizim kışlarımız da böyle güzel geçebilseydi....

sobanın üzerindeki ekmek ve kestane kokusu sizinde burnunuza geldi mi ? 
                not : soba üzerinde portakal nasıl oluyo ben bilmiyorum acıkcası :)

25 Mayıs 2012 Cuma

Cuma günü niye kıymetlidir?

Cuma günü niye kıymetlidir?

Allah katında günlerin efendisi Cuma’dır. O kurban ve Ramazan bayramı günlerinden de faziletlidir. Cuma gününde şu beş özellik vardır:

1- Hazret-i Âdem o gün yaratıldı.
2- O gün yeryüzüne indirildi.
3- O gün vefat etti.
4- O günde öyle bir an vardır ki, günah veya akrabalarla ilişkiyi kesme konularında olmamak şartıyla kul Allahü teâlâdan bir şey isterse Allahü teâlâ mutlaka onu verir.
5- Kıyamet o gün kopacaktır. Allah’a yakın hiç bir melek, hiçbir gök, hiçbir yer yoktur, hiçbir rüzgar, hiçbir dağ ve taş yoktur ki, Kıyametin kopmasına sahne olacağı için Cuma gününün heybetinden korkmasın.) [Buhari, İ. Ahmed]

Cuma, müminlerin bayramıdır. Bugün yapılan ibadetlere en az, iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da, iki kat yazılır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü yoktur.)

(Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer.)

 (Cuma günü, kuşlar, vahşi hayvanlar birbirine, “Selam size, bugün Cumadır” derler.)

(Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur. Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevap verilir.)

(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.)

(Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur.)

(Cuma günü sabah namazından önce, “Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa, bütün günahları affolur.) 

[Böyle büyük mükafat verilebilmesi için, o kişinin, düzgün itikada sahip olması, kul hakkını, kazaya kalan farzlarını ödemesi ve haramlardan vazgeçmesi şarttır.]

(Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehid olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]

(Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi]

(Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.) 

(Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir.) [İsfehani]

(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk verilir.) [Taberani]

hayırlı cumalarınız olsun...

bana da dua edin zor bi dönem geçiriyorum.düşük tehlikem varmış.... : ( morale ve duaya cok ihtiyacım var.
hakkımızda hayırlısı neyse o olsun.
Allah büyüktür....

18 Mayıs 2012 Cuma

minicik bi mucize daha geliyo =)

Evet arkadaşlar öncelikle hayırlı Cumalarınız olsun...

E gelelim müjdeli habere ,) bildiğiniz gibi 1 tane 4 yasında oğlum var . sürpriz bi şekilde ona kardeş geleceğini ögrendim.5 gün önce öğrendim hala şoktayım hiç beklemiyordum çünkü . ama bizi cok mutlu etti .tabi ilk hamileliğime göre olan bulantıları saymazsak iyi gibiyim . henüz doktora gitmedim , kaçhaftalık bilemiyorum. bu güzel Cuma günü dualarınızı bekliyoruzzz... hayırlı saglıklı bi evlat olur inşallah tabi bana da boool bol sabır dileyin cok ihtiyaccım olacak =) 2 cocukla nasıl başedilir bilemiyorum bakıp görcez artık...

yurtdışı postu hazırlayacaktım ama rahatsızlığım derken üstüne birde yatılı misafirler derken baya boşlamış oldum...
kusuruma bakmayınız lütfen...

müjdeli haberi de duyurdum artık gideyim malum mutfaga giremiyorum ama yemek hazırlamam lazım bak derken bile içim bulandı :( nasıl gecer böyle zaman off off.......

8 Mayıs 2012 Salı

insan "vav" şeklinde doğar . . .





İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.

İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.


Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.

O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.

Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.

Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.

İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.

Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.

İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.

Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?


Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar düzgündür.

Kim kimi hatırlarsa evvel o ona koşar.

Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan belki o yüzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.

Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.

Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der.
Buna anlamca vaveyla denir.
Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin halidir.

Elif bir ağaç ve insan onun dalıdır.
Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar sesleri.

Herbiri Dal olur ve o ağaçtan beslenir. Vav olur o ağacın gölgesine sığınır.
Ve Allah insana seslenir, peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana.

"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir."

Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır. Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir?

İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı;

"Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir"

Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur.

İşte o ayet: “Secde et, yaklaş!”

Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu.

Secde et, vav ol, vay dememek için la şey olan insan herşey demek olan Rabbinin önünde...